Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi’nde 2014 yılında “Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı” olarak 999. miras olan Bergama, prehistorik (yazının icadına kadar olan zaman) dönemine kadar uzanan tarihi ve Pergamon Antik Kenti’ni barındırması ile ön plana çıkmaktadır. Tarih boyunca İyon, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarının yaşam alanı olmuştur. Bergama’yı anlatmaya çalıştığımız Bergama gezi rehberimizde; Bergama ulaşımı, Bergama Tarihi, Bergama’da Yemek ve Bergama’da Gezilecek Yerler konularına değineceğiz.
Bergama İzmir‘e bağlı bir ilçedir. Doğusunda Manisa ve Kınık, güneyinde Aliağa yer alır. Batısında Dikili ve Ege Denizi yer alır. Bakırçay havzasında yer alan ilçenin nüfusu 100 bindir. Bergama adı mitolojiye göre Heraklesin oğlu tarafından kurulmuş ve adını da Troya kahramanı Akhilleus’un torunu torunu olan Pergamos’tan almıştır.
Bergama adını yakın zamanda sıklıkla altın madeni ile duymuştuk. Uzun yıllar madene ve siyanür ile altın çıkarmaya tepki gösteren köylüler 100 hektarlık alanda yapılan üretime karşı tepki göstermişlerdi. Bergamalı köylü Hüseyin Doğan’ın sözleri de manşet olmuştu. “Bizim için zeytin altın, pamuk altın, arıcılık altın, tütün altın… Şu gördüğünüz herşey altın. Ancak bu altınları biz yerin altındaki altınların çıkarılmasıyla kaybedeceğiz” (Kaynak: NTV arşivi)
Dünyada bir çok ilk Bergama’da ortaya çıkmıştır. Parşömen (ilk yazılacak kağıt), Asya’daki ilk büyük kütüphane, ilk büyük hastane ve psikoterapi tedavisi Bergama’dan çıkmıştır. Bu ilkler onu ilgi çeken ve keşfetmeye yönelten bir neden olarak ortaya çıkıyor. Unutmadan ziyaret etmeden önce bir Bergama romanı olan Kayıp Tanrılar Ülkesi‘ni okumanızı tavsiye ederim.
Bergama Nerede ? Nasıl Gidilir?
Bergama İzmir‘e bağlı bir ilçe olup İzmir kent merkezinin 110 km kuzeyinde yer alır. Dikili’ye 29 km, Ayvalık’a 63 km, Balıkesir’e 103 km ve Edremit Havalimanı’na 86 km uzaklıktadır. İstanbul’dan ulaşacaklar için yeni otoban ve köprüyle 390 km ve 4 saatlik bir uzaklıktadır.

Bergama’da Nerede Kalınır?
Bergama’da nerede kalınır sorusunun cevabı için farklı önerilerde bulunabiliriz. Akrapol ve eski Bergama evlerininin bulunduğu bölgede yer alan Bergama Taş Konak Otel, Akropolis Konuk Evi, Attalos Suites Hotel, Elaia Hotel ve Sanart Konukevi en çok yorum alan oteller olarak ön plana çıkıyor.
Arzu ederseniz otel arama motoru Agoda’dan fiyat sorgulayabilir & rezervasyon yapabilirsiniz. Veyahut rotanıza uygunsa Ayvalık ve Dikili’de turunuza derinlik katabilir, Cunda ve Ayvalık Gezi notlarımıza bakabilirsiniz.
Biz yine de buraya birkaç telefon numarası bırakalım. Telefon ile aramak her zaman fiyat avantajı sağlar 😉
Bergama Taş Konak Otel : 0507 776 1940
Arictonicus Butik Otel : 0232 632 4141
Akropolis Konuk Evi : 0232 631 2621
Sanart Konuk Evi : 0532 055 2588
Elaia Hotel : 0533 745 9889
Bergama’da Yemek
Bergama denilince her yörenin olduğu gibi öne çıkan tatları bulunuyor. En çok öne çıkan lezzet ise çığırtma. Patlıcan sevenlerden iseniz deneyebilirsiniz. Yine bir çok yöre de olduğu gibi köftede ilçenin adını alarak Bergama Köftesi olarak adlanmış.
Eğer kahvaltı arayışınız olursa ismi öne çıkan belkide tek isim Yenigün. Sahibi Eşref Bey işletmesini uzun yıllar işletmekteymiş. Bereket Kahvaltı Salonu ise alternatif olarak ballı sütlü Bergama Kahvaltısı sunan diğer bir işletme. Bankalar caddesi üzerinde bulunan Çiçeksever Köfte Salonu, Bergama Sofrası, Altın Kepçe Bergama Köfte ve Sarmaşık Lokantası ilçenin öne çıkan mekanları.
14 Eylül stadı karşısında yer alan Kervan ve Özlem Pide restoranları bölgenin en çok yorum alan 2 yeri arasında yer alıyor.
Eğer Bergama Müzesi’ne yakın bir yerdeyseniz Arasta‘ya uğrayabilirsiniz. Çınarlı kahve & Arasta Kitaplı Kahve‘de soluklanıp çay/kahve molası verebilirsiniz.
Bergama dışında ise sadece belirli günlerde müşteri kabul eden Casa Regina isimli İtalyan Mutfağı restoranı var. Maalesef Cuma’dan Pazar’a hizmet veriyor. Aşağıkırıklar köyünde güzel bahçesinde İtalyan lezzetleri tatmak farklı bir his olsa gerek. Biz telefonlaştık ama kış/pandemi nedeniyle bir süreliğine kapanmışlardı. Şansınızı deneyin. +90539 327 3322
Bergama’da Gezilecek Yerler
Sırada Bergama’da Gezilecek Yerler var. Bergama’nın ön plana çıkan ve UNESCO korumasına alınan Bergama Akropolü ve Bergama Antik Kenti onu dünyaya tanıtan en önemli değer olarak ön plana çıkıyor. Kent hakkında detaylara girmeden evvel antik kent’in girişin ücretli olduğunu ve müze kart ile ücretsiz olduğunu belirtelim. Önemli not: Kültür Bakanlığı sayfasında haftasonları kapalı olduğu belirtilmiştir.

Pergamon Antik Kenti
2014 yılında Unesco Dünya Mirası Listesi‘ne dahil olan Bergama, tarih boyunca işgal ve savaşlar sonucu yıkılsa da bulunduğu konumu nedeniyle korunmuş ve yerleşim yeri olmuştur. Bu yerleşimin ilk izleri bizi M.Ö. 5. yüzyıla kadar götürmektedir.

Berg veya Perg ismi kale manasına gelir ve şimdiki antik kentin adını oluşturur. Bergama Krallığı Philetairos (M.Ö. 343-263) tarafından kurulup, Anadolu’da Toros Dağları’ndan Marmara Denizi’ne kadar olan bölgede egemen olmuştur.
Büyük İskender’in ölümü üzerine ülke topraklarını paylaşan generaller ile yakın ilişkilerde bulunan Philetairos, Pergamon Akropolü’nü kalın ve yüksek surlar ile çevirerek yarı otonom bir kent devletçiği oluşturmayı başarmıştır. 150 yıllık Attalos Hanedanlığı’nın egemenliği Trakya hükümdarı Lysimachos ile yapılan Ipsos savaşından sonra temelleri atılmıştır. Son Kral III.Attalos’un varisi olmamasından ve krallığı Roma’ya vasiyet etmesinden dolayı, Bergama Roma’nın Asya eyaleti olmuştur.

Bergama Kralları
Philetairos (MÖ 281-263)
I. Eumenes (MÖ 263-241)
I. Attalos (MÖ 241-197)
II. Eumenes (MÖ 197-159)
II. Attalos (MÖ 159-138)
III. Attalos (MÖ 138-133)
Pergamon Akropolü
Pergamon Akrapolü, Bakırçay’ın suladığı ovaya hakim bir tepede kurulmuştur. Bergama Antik Kenti, Bergama Krallığı öncesi dönemlere ait yapıları da barındırır. Yukarı şehir olarak adlandılan tepe bölgede generaller ve krallığa ait saraylar, dik bir yamaca oturtulmuş tiyatro binası, zamanında dünyanın en büyük kütüphanesi, tapınaklar, sarnıç ve şuanda Berlin’de bulunan Zeus Sunağı’nın temelleri bulunuyor. Aşağıda akropole ait yapıların haritası bulunuyor.

Son dönemde akrapole yapılan teleferik görüntüyü bozması nedeni ile çok eleştirildi. Ancak tepeye ulaşmak için araç dışında yorucu bir yolculuğun olmadığını söylemek gerekir. Yeri gelmiş iken teleferik ücretinin oldukça pahalı olduğunu söylemeliyiz, gittiğimiz tarihte aynı para ile 1 yıl geçerli müze kart aldık.

Bergama Zeus Sunağı
Bergama adını dünyaya tanıtan en önemli yapı Bergama Zeus Sunağı‘dır desek yanlış bir cümle kurmuş olmayız. Altar olarak da bilinen Zeus Sunağı’nın Bergama’da sadece temelleri kalmıştır. Sanat tarihinin eşsiz eserlerinden olan kabartmalar ile süslü sunağın dış cephe freskleri Olimpos tanrıları ile devler (Gigantlar) arasındaki savaşı resmeder.

Altar II.Emanes zamanında Galatlara ve Seleukoslara karşı kazanılan zafer sonucu inşa ettirilmiştir. M.Ö. 190 yılında yaptırılmış atnalı şeklindeki dini yapı akrapolün en önemli yapısıdır.35×33 metre ebatlarındaki yapının 20 metre genişliğinde merdivenleri bulunmaktadır. Ancak sunak bulunduğu bölgeden alınıp Berlin‘in müzeler adası olarak bilinen Spree nehrinin ortasında yer alan Pergamonmuseum isimli müzeye taşınarak sergilenmektedir.
Bir çok kişinin dikkatini çekmiştir. Avrupa devletlerinin ülkelerinde arkeolojik alan bulunmamasına rağmen arkeoloji müzelerine sahiptirler. Bu koleksiyon merakı rönesans akımı ile oluşarak özellikle 17. yüzyıldan itibaren doruğa çıkmıştır. Ardından dünyanın dört bir tarafından özellikle Anadolu, Pers ve Mısır, Roma medeniyetlerine ait kalıntılar ve şehirler yağmalanmıştır.

Pergamon’un öyküsü 1870’li yıllarda Carl Humann isimli Alman mühendis ile başlar. Carl Humann (1839-1896) mezun olduktan sonra çeşitli kazılara katılmış, ardından İstanbul’a gelip o zamanki yöneticiler ile yakın ilişkilerde bulunmuştur. Anadolu’yu keşfe çıktığı günlerden birinde Bergama’ya uğramış ve burada bulduğu bazı parçaları Berlin’e göndermiştir. Yukarıdaki bahsedilen koleksiyon akımı sonrası ülkesinden finans desteği alan mühendis, Osmanlı’dan gerekli izni de almayı başarmıştır.
Burada ayrıca Almanların ülkemizde imtiyaz ile yaptığı demiryolu projelerine de değinmek gerekir. Anlaşmaya göre; yaptırılan demiryolları ve güzergahların 20 km yakınlarında bulunan her türlü maden ve eserin 1/3 kısmına sahip olmak yasaya bağlanmıştır. Bölge projelerinin içinde yer alan Bergama’nın payına düşen kısım ise başta Zeus Sunağı ve Athena tapınağının yurtdışına taşınması olmuştur. Maalesef rönesans Osmanlı’ya uğramamış, eserlerin 1/3 kısmının haricindeki Osmanlı payı da satılmıştır. Bunu Osmanlı’nın yaşadığı Kırım Savaşı sonrası maddi güçsüzlüğe de başlamak mümkündür.

Berlin’de sergilenen Zeus Sunağı ülkenin en çok ziyaret edilen müzelerinin başında gelmektedir. Adım adım gezmek isterseniz buraya tıklayın ve yön tuşlarını ve fareniz ile gezin. Bir gün yolunuz Berlin’e düşerse de Berlin gezi notlarımıza göz atabilirsiniz. Alternatif olarak Miniaturk Zeus Sunagi Minyatürü İstanbul Miniatürk’te ziyaret edilebilir. 🙂
Pergamon Tiyatrosu
Bergama Akropolü’nün hemen ön tarafında yer alan tiyatro, akrapolün en ilgi çekici yapısı olarak baş döndürücü geniş bir uçurma bakar. 10.000 kişilik kapasitesi seyyar bir sahneye sahip olarak tasarlanmıştır. Helenistik döneme tarihlenen yapının ahşap portatif bir sahnesi vardı ve Dionysos tapınağı hemen yanında bulunuyordu. Sadece bu tiyatroyu görmek için bile Bergama’ya gelmeyi düşünebilirsiniz.


Pergomon Kütüphanesi
Pergamon’u tarihte ünlü yapan bir diğer unsur ise kütüphanesi idi. Dönemin en zengin kaynaklarını elinde bulunduran kentte 200 bin kitap bulunuyordu. “Pergamon Derisi” olarak bilinen parşömende Bergama’da üretilmiştir.

Hikayesine değinecek olursak; antik bir söylenceye göre Mısır Kralı İskenderiye Kütüphane’sinin Bergama’yı geçmesini istemiş ve o tarihte kullanılan papirüs ihracatını Anadolu’ya yasaklamış. Kağıtsız kalan Bergama Kralı’nın vaat ettiği ödül sonrası alternatif arayışına girişilmiş. Çözüm olarak Kütüphane Müdürü Krates oğlak derilerini işleyerek yazılabilecek hale getirmiş. M.Ö. 2. yüzyıl da icat edilen parşömen yüzyıllar boyu kullanılmış. Her iki yüzüne yazı yazılabilmesi, yırtılmaması, yanmaması, hat ve tezhipe uygunluğu onu vazgeçilmez yapmıştır. Yarım asırı bulan kağıt üzerine yazılan yazılar zor okunurken asırlık parşömenler yeni yazılmış gibi kendini koruyabilmektedir.
Pergamon Kütüphanesi’ne ait eserler Jul Sezar‘ın sevgilisi Marcus Antonius‘un eşi Kleopatra‘ya hediye edilmiştir. Merak edenler için Kleopatra’nın hayatının özetini şuradan okuyabilirsiniz.
Pergamon antik kent planı yukarı (Akrapol) ve aşağı kent olarak ikiye ayrılır. Akropol’de ayrıca M.Ö. 4. yüzyıla ait Athena Tapınağı, Roma İmparatoru Troian ismi ile Troian Tapınağı, krala ve üst sınıfa ait olan saraylar bulunmaktadır. Arsenal olarak isimlenen su kemerleri, 240 bin toprak künkten oluşan ve 900 metre yükseklikteki Madra dağından gelen basıçlı su hattı Bergama’lıların eserleridir. Akrapolün üst tarafında bulunan su sarnıcı ve tiyatro tarafındaki agora (çarşı) diğer yapılardır.
Aşağıda akrapolün ve kentin nasıl görüntüğünü gösteren 3D çalışma videosu var. Kentin eski ihtişamını izlemenizi mutlaka tavsiye ederim.
Pergamon sadece akropolden oluşmuyordu. Orta ve aşağı kent olarak isimlenen bölümlerde Hera ve Demeter kutsal alanları , Roma hamamları, gymnasion ( sporcuların antreman yerleri), aşağı agora, dükkanlar ve evler bulunuyordu.
Bergama Kızılavlu (Sarepeion)
M.S. 2. yüzyıla tarihlenen Kızıl Avlu İmparator Hadrian döneminde inşa ettirilmiştir. Mısır Tanrıları Serapis, Harpokrates ve İsis burada tapım görmüştür. En önemli özelliği ise tamamının tuğladan yapılmış olmasıdır. 60×20 metre uzunluğundaki yapı büyük avlusu nedeniyle de kızıl avlu ismi ile adlanmıştır. Pergamon Akropol’üne gidiş yolunda yer alır. Giriş müze kartlar ile ücretsizdir.

Burada ilginç birkaç noktaya değinmek gerekir. Roma İmpratorluğu’nda Bergama’daki yapının bir benzeri yoktur. Anadolu’daki Mısır Tanrılarına ait kült çok az yerde karşımıza çıkar ve yapılan ticaretler ile yayıldığı düşünülür.
Yapı mühendislik/mimari eseri olarak su tünelleri üzerine oturtulmuştur. Yapının ve yanlarındaki yuvarlak yapıların altında geçitler ve merdivenler olduğu tahmin edilmektedir. Tapınağın iki yanındaki yuvarlak yapıların yan tanrılara işaret edildiği düşünülmüştür.

Asklepieion (Dünyanın İlk Psikoterapi Merkezi)
Sırada Antik çağın en ünlü tedavi merkezi Asklepion var. Sağlık tanrısı Asklepios adına kurulmuş bir tedavi merkezi olan Asklepion’un günümüze kalan kalıntıları M.S. 2. yüzyıla tarihlenir. İmprator Hadrian tarafından yaptırılan komplekste hastaların uykuya yatırılması, terapi, müzik dinletisi gibi modern tekniklerin yanı sıra çamur kürü, açlık-tokluk kürleri, hacamat gibi yöntemler ile de hastalıklar tedavi edilmeye çalışılmıştır.
Eczacılığın babası olarak bilinen Hekim Galenos’un memleketi antik dünyanın en önemli sağlık merkezi idi.

Asklepion’un sütunlu yolu yaklaşık 1 km uzunluğunda tanozlu bir yol olup uzunluğu şimdki viran kapı olarak bilinen Roma Tiyatrosu’na kadar uzanmaktaydı. Hastalar buradan kontrol edildikten sonra kabul edilmekteydi.Giriş yolundaki sütunlu cadde üzerinde hastaların şifa bulmasına yardımcı olacak birçok eşya satılmaktaydı.

Yarım daire şeklinde 3500 kişi kapasiteli tiyatro Pergamonlu bir soylu tarafından yaptırıldığı anlaşılmıştır. Sahne binası 3 katlı olup Anadolu ilk kez Bergama’da yapılmıştır.Oturma basamakları mermerden yapılmış olup saygın kişiler için şeref locası bulunmaktadır.

Asklepion da kullanılan dönemin yöntemleri oldukça ilgi çekicidir. Su sesi dinletisi, uyku ve terapi odaları şimdiki zamanın modern terapi yöntemleri hakkında ipuçları verir. Ek olarak belirlelim : Uluslararası Grup Psikoterapileri Kongresi 1984 yılından bu yana her yıl Bergama Asklepion’unda düzenlenmektedir.


Burayı öne çıkaran diğer bir öge ise tıpta simgesi olan asaya dolanan yılanın ilk burada ortaya çıkması. Giriş meydanına dikilen mermer sütundaki yılanlı figür’ün hikayesi ise şöyle:
Bir hasta şifa bulmak için Asklepion’a gelir. Ancak hastanın iyileşemeyeceği düşünülerek kabul edilmez. Hasta çaresiz beklerken 2 tane yılanın bir kaptan süt içtiğini ve zehirlerini de süte kustuğunu görür. Ardından ise bu sütü alıp içer, derin bir uykuya dalar ve ardından iyileşir. Bunun üzerine ilk önce kentin sonra da sağlığın ve hekimliğin simgesi haline gelmiştir çifte yılan figürü. Bu sütun Bergama Müzesine 2010 yılından itibaren taşınarak sergilenmeye başlanmıştır.

Bergama Evleri
Bergama’nın sadece antik dünya ile ünlü değil tabiki. Kale Mahallesi eski Rum evlerinin bulunduğu yaşayan mahalleler renkli sokakları ile fotoğraflamaya değer kareler sunuyor.

Bergama Kısa Kısa…
Bergama rehberinde önemli notları sırasıyla aktarmaya çalıştım. Şimdi kısa notlar ile faydalı olabilecek bilgileri paylaşmak istiyorum.
==> Bergama’yı ziyaret ettiğinizde uğramanız gereken noktalardan birisi de Bergama Müzesi.1936 yılında açılan Türkiye’nin ilk Arkeolojik Kazı Müzesi’dir. Antik dönem buluntularının, heykellerin ve etnografik ögeleri barındıran müze bankalar caddesinde ziyaretçilerini bekliyor. Müzekart ile ücretsiz. Bergama Müzesi Konumu
==> Bergama’da Roma dönemine ait izleri de görmek mümkün. Atmaca Mahallesi’ndeki Roma tiyatrosuna ait Viran Kapı Askelepion’un giriş kapısı olarak kullanılmaktaydı. Aynı bölgede bulunan Amfitiyatro ‘ya ulaşım oldukça güç olduğu için zaman harcamanızı önermiyoruz. Yine nekropol özelliğindeki yapılardan Maltepe Tümülüsü, Yığma Tepe ile Pergamon su kemeri diğer kalıntılar olup ulaşımı kolay değildir.
==> Yeme içme notlarında ayrıca bahsettiğimiz Arasta, çarşı manasına gelen bir sözcük. Kafe ve çay bahçelerinin olduğu ve küçük dükkanlara sahip bölge mola vermek ve dolaşmak için uygun bir yer. Bergama Arasta Konumu
==> Bergama’dan ne alınabilir sorusuna yanıt için halı ismi ön plana çıkıyor. Dokumacılık uzun yıllardır Bergama ve köylerinde yapılıyor. Kızıl Avlu karşısındaki dükkanlarda Bergama halılarını görebilirsiniz. Ayrıca Zeytin ve Zeytinyağı bölgede üretilen ürünlerdendir.
==> Hiç parşömen gördünüz mü ? Yukarıda kütüphane notlarından hatırlayacağınız parşömenin Bergama’da bir de dükkanı var. Birbirinden güzel parşömen üzerine resmedilmiş çalışmaları inceleyebilir, satın alabilirsiniz. Bergama Parşömen Konumu
==> Bugün hamam olarak lullanılan Küplü Hamam hala Bergama’da faaliyette’dir. Yalnız ismini aldığı küp yerinde değildir. Hikayesi ilginç, şöyle ki II. Murat dönemine tarihlenen olayda bir çiftçi tarlasını sürerken 3 küp bulur ve küplerin içi altın doldur. Padişah küplerden birini çiftçiye verir, kabartmalı küpü alan çiftçi bu hamımı inşa eder ve hamamda muhafaza eder. Küplerden ikisi İstanbul Ayasofya Cami‘de yer alırken kabartmalı küp ise II. Mahmut tarafından Kral Fhilippe’e 1837 yılında hediye edilmiştir. Bugün ise Louvre Müzesi’nde sergileniyor. Biri Fransızların Osmanlı’ya hediye ettiği bir şey varsa yorumlara yazsın lütfen.

==> Bergama’da bir de Roman mahallesi var. Küçük daracık dik sokaklara sahip Atmaca Mahallesi Emir Kustarica’nın roman filmlerinin setlerini aratmayacak cinsten. Aracınız ile gitmeyin. Park edecek yer bulamazsınız. Sakin olun hiç bir şey kaçırmadınız.
==> Bergama’da Türkiye’nin en kaliteli çam fıstıklarının yetiştiği doğa cenneti Kozak Yaylası (Bergama’ya 20 km) var. Bölgede bulunan Kozak Yaşam Vadisi Konumu kahvaltı ve bölgede soluklanmak için uğrayabileceğiniz bir mekan. Aynı bölgedeki Ayvaylar Köyü’nde henüz hiç kazı yapılmamış hali ile Perperene Antik Kenti bulunuyor. Tabi ki en büyük çalışma ekibi hazine avcıları.
==> Bergama’da sadece antik döneme ait eserler dışında da daha yakın tarihe tanıklık eden eserlerde bulunmaktadır. Selçuklu mahallesinde bulunan Selçuklu Minaresi, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır ve görülmeye değerdir. 1339 yılına tarihlenen Sultan Beyazid tarafından yaptırılan Bergama Ulu Cami, 15.yüzyılda inşa edilen Hacı Hekim Hamamı, 14. yüzyılda yapılmış Kurşunlu Cami . (duvarları Bergama Kalesi’nin taşları ile yapıldığı söylenir)
==> 1855 tarihinde yapılan Osmanlı’nın son dönem mimarisine işaret eden Bergama Saat Kulesi tarihi kesme taştan yapılmış bir binanın çatısındadır. 1955 yılından itibaren İlçe Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılmaktadır.

==> Bölgenin 20 km kadar kuzeyinde kalan ve sağlık tanrısı Asklepion’a adanan kent Allianoi Antik Kenti 1998 yılında keşfedilmiş ancak 2011’de Yortanlı Barajı suları altında kalmıştır. Maalsef bir değeri kazanamadan kaybetmiş olduk.
==> Kızıl Avlu’ya yakın bir noktada bulunan Bergama Halk Kütüphanesi eski bir konakta hizmet veriyor.Eskiden lise olarak kullanılan bina mutlaka dikkatinizi çekecektir.
==> Bergama’dan ileteceğimiz notlar şimdilik bu kadar. Beğendiğinizi umuyoruz. Eğer denize karşı seyre dalmak gibi fikriniz varsa bizim gibi Dikili/Bademli tarafından Çandarlı’ya kadar direksiyon kırabilir, eşsiz koylara karşı keyifli bir zaman geçirebilirsiniz. Eğer bu bölgede konaklama yapmak isterseniz Resort ve bungolov tarzı işletmeler var. Buradan ayrıca Garip ve Kalem Adası’na tekne turu yapmanız da mümkündür.

Bağlantılı diğer yazılarımız
Sığacık Seferihisar Gezi Rehberi
CengizSelcuk.com’ u Takip Edin :
Abonelik Formu :
7 Comments
“Avrupa devletlerinin ülkelerinde arkeolojik alan bulunmamasına rağmen arkeoloji müzelerine sahiptirler.” Her şey tek bir cümleyle bu kadar güzel özetlenebilir:))
Ellerinize sağlık, harika bir yazı olmuş. Nasıl da özledik gezmeyi, okumak iyi geldi.
Çok teşekkürler. Sabretmek lazım. 2020 bitiyor. 👍
Beautiful places, beautiful photos and interesting information! Thank you for sharing them!
👍
Ülkemizdeki tarihi zenginliklerden biri. Bu güzel yazi için ellerine sağlık.
Wonderful, you’ve done it again! You never fail to impress me. 💝
Looks like a fascinating place to visit.