Güne nasıl başlarsanız gününüzün kalanı güzel geçer mi diye soralım ? Tertemiz oksijen ile dolu hava, gözleri kamaştıracak güzellikte doğa. Tabi bunlardan evvel önce gözü doyuran kahvaltı şart değil mi ? Çoğu kişinin haftasonu planının harika geçmesi için arayacağı nedenlerdir bunlar. Bu neden için size bir rota sunalım isteriz. Ne dersiniz? Abant diye yola çıktığımız yolculuğumuz önce Sapanca’da bir kahvaltı ve göl turunun ardından, Taraklı, Göynük, Mudurnu ve Abant ile sürdü. Bolu ve Gölcük’e uğramazsak olmazdı. 2 gece konakladığımız kısa turumuzda neler yaptık hadi detaylara bakalım Sapanca’dan Abant’a gezilecek yerler ve gezi rehberimiz aşağıda satır aralarında.

Sapanca Gölü – Sapanca Gezi Rehberi

Sapanca’da Kahvaltı & Yemek

Baştan söyleyeyim burada kahvaltı işini icra etmeye gönüllü çok işletme var. Göl manzaralı mekanları bir kenara, İstanbuldere sırasınca sıralanan mekanları diğer tarafa koyun. Ek olarak yakınındaki Maşukiye’deki kahvaltı mekanlarını diğer tarafa koyun. Bir de Sapanca’da yol üstü mekanları var. Onlar daha çok doğal ve gurme konsepti ile ilgili başı çekmekteler. Anlaşılan o ki her türlü konseptte kahvaltıcı çok. Peki sen hangisini istersin ?

Kahvaltı konusunda işletmelere birkaç öneride bulunabiliriz. Bunu sizde yapabilirsiniz. Bunca zamanlık tecrübeniz var değil mi ?
– Öncelikle personelinizi iyi seçin. En önemli yardımcınız o. Mekanda sürekli masalara baksın. Birinin bir isteği var mı ?

– Serme bir kahvaltıda olmazsa olmaz peynir tabağınız. Mümkün mertebe masada çeşitli peynirlerden oluşan tabağınız olsun. Miktarı az olabilir. insanlar çeşit arar, doyumluk değil gurmelik olacak peynirleriniz.

– Lütfen ama lütfen zeytinlerinizi iyi seçin. Yemelik zeytin olsun. Pörsümüş olmasın, etli olsun. Bunu haketmiyor muyuz sizce? Sırf zeytin yeyip masadan mutlu kalktığım kahvaltılar oldu.

– Reçel olayını abartmayınız. Her yerde bulunamayan 2 çeşit az miktarda reçel kafi olur. 8 çeşit farklı reçel ne demektir ?

– Bir de şu ekmek konusuna özen gösterin be kardeşim. Ekmekleriniz masada her daim olsun. Kahvaltı bu, sık tükenir masalarda.. Sürekli ekmek olsun masada. Ekmeklerinize ne kadar emek verirseniz o kadar mutlu müşterileriniz olur. (Sırf taze sıcak ekmek çıkacak diye mekan seçenleri biliyorum)

– Kahvaltıya gelen müşteri börek arar. Türkler böyledir. Hiç bir şey yapamazsanız dahi sigara böreği servis ediniz.

– Yumurtasız da olmaz kahvaltı. Sahanda veya haşlama. Kimisi haşlama sever. Peşin peşin haşladığınız yumurtaları getirmeyin. Onlar soyulduğunda yeşil olurlar. Talep gelince hemen yeni haşlayın. Ayrıca Ortada duran bir sıcak tabağına kimse hayır demez. Sucuk veya kavurma.

– Bir de güzel bir bal koymak koyunuz. Bak şimdi oturulacak bir masaya ulaşıyoruz.

– Peynir dedik değil mi ? Tamam bunu yapamayabilirsiniz ama. Kuymak ile şenlenen bir masa ne güzel görünür değil mi ?

– Ve son olarak rica ediyorum. En pratiği masaya çay ile dolu bir termos bırakın. Müşterinin çay talebine yetişemezsiniz. O çaylar gelene kadar soğur, soğuyunca çabuk içilir. Çabuk içilince tekrar çay istenir. 2 çay fazla satacağım diye bu işlere girmeyin. Masanızda ıslak mendil, kürdan, ketçap bulundurun. Peçeteniz her daim olsun.

Bunların dışındaki her detay müşteri memnuniyeti seviyenizi arttırır. Ha ben şimdi bunları niye yazdım. Bu yazıyı okuyan dostlar kahvaltı mekanı seçerkende bu detaylara önem vereceklerdir diye düşünüyorum. Peki biz nereyi tercih ettik?

Mesa Sapanca : Esasen sadece kahvaltı için bölgeye gelecekseniz referans almanız gereken çok neden olabilir. Onlardan biri de kullanıcı yorumlarıdır. Ancak bir mekanın yorumları aşırı derece iyi ise o sizi biraz korkutsun. Yorumlar iyi ve az sayıda ise yine korkutsun. Peki hangisini seçeceğiz ? en çok yorum alan az da kötü yorum alsa dahi nispeten daha iyidir dostlar. Unutmayın genellikle müşteriler menun olmadığı yerler hakkında yazarlar. Ben memnun muyum peki 7/10 üzerinden puanlarım.


Mesa organik ve kaliteli ürün mottosuna sahip bir işletme. Biz manzaralı mekanlardan daha çok bu konsepte hitap ettiğimizden tercih ettik. Esasen ürünlerinde herhangi bir sorun yoktu. Yalnız o kadar yolu tepip bir ağaç gölgesinde kahvaltı yapsaydık daha mutlu olabilirdik. Evet kahvaltı ekonomik ve ürünler kaliteliydi. Ancak tek masa olmamıza rağmen o masaya bir türlü ekmek, çay beklemeden gelemedi. Neyseki sahiplerini sevdik ve misafirperverliklerine diyeceğimiz olmadığından sıkıntıları pas geçtik.

Mesa Kahvaltı

Gelelim Sapanca’daki mekan önerilerine. Bir çok sayfada veya sosyal medya ortamlarında sıralanan öneriler alternatifsiz olduğundan karar vermede zorlanıcı sonuçlar doğurur. Sözgelimi Mesa’daki durumu açıkça anlattım. Beklentiniz manzaralı bir lokasyon ise uymayabilir.

Aslında Sapanca’da konaklama fikri ile birlikte değerlendireceğiniz kahvaltı daha mantıklı olabilir. Hem konaklama üzerine hediyesi kahvaltı olur. Bingo dediğinizi duyar gibiyim. Konaklamaya geçmeden öne geçen mekanları sıralayalım.

Uğurlu Dükkan : 10 parmadığında 12 marifet bir dükkana adım attıralım sizi. Bir çok rehberde karşılacağınız Uğurlu Dükkan’da takıdan süs eşyalarına, doğal taşlardan kişisel bakıma birçok alışveriş ürünü var. Yeme-içme’de karşılaşmanızın sebebi ise farklı çeşitteki tatlıları. Mekana uprayıp kahve+tatlı ikilemesi yapabilirsiniz.

ugurlu dukkan
ugurlu tatlilar

Natürköy : İsmi ile dikkat çeken mekan bölgenin en çok yorum alan mekanlarından biri. Sapanca Gölü’nü besleyen kaynakların birinde yer alan Natürköy aynı zamanda bir konaklama tesisi. Fiyat performans olarak olumlu yorumları olmasada yeme içme konusunda öne çıkıyor. Aynı mekanın seyir terası ismi ile Sapanca gölüne hakim noktadaki Nergiz sokakta bir mekanı daha var. Göl manzarasını soluyabileyeceğiniz iyi bir nokta.

Sopeli : Doğal Yaşam Köyü adı ile Sapanca’ya hakim bir noktada bulunuyor. Natürköy ile benzer hizmet veren işletmede yaşanan Arap turist yoğunluğu caydırıyıcı olmasın. Rotanızda yer alsın derim.

Sopeli

The Garden Sapanca: Adi ustunde kapidan iceriye genis bir bahceye cikiyorsunuz. Minik cocuklar icin kosturacaklari genis bir alan ve mini oyun alani var.Kapali ve acik olmak uzere 2 alan var. Bu alanlar derenin yaninda siralanmis. Dere ustune yapay olarak mini selaleler olusturulmus. Bahcenin tamamı çim.

the-garden

Gelelim masamiza çay termos ile geliyor ve kahvaltinin kurulmasi icin cok fazla beklemiyorsunuz, esasen daha fazla peynir çeşidi olmasini beklerdim ancak sicaklar servis edildiginde eritme peynir bu acigi kapatti. Menemen, patates kizarmasi, sucuk sosis derken bal kaymagin yaninda gelen mini gozleme göz zevkini yükseltiyor. Bunun yaninda finali lokma pişiler, yumurtali ekmegin yaninda pankekli cikolati findik kremasi ve findik kremasi ile kapatiyoruz.

Hafta ici ziyaretimizde gayet sakindi, haftasonlari yogunluk olacagi muhakkak. Fiyat performans olarak bozden gecer not aldi. Gecer not aldi diyorum çünkü kahvalti servis edenler artik bu fiyatlarin altinda servis acmiyorlar zaten ortalama diyebiliriz.

the-garden sapanca

Maja: Göl Kenarına yakın manzaralı bir mekan paylaşalım. Kırkpınar sahili tarafında yer alan Maja’ya kahvaltının yanı sıra pizza, hamburger ızgara çeşitleri içinde gelebilirsiniz .

Sapanca’da Nerede Kalınır?

Sapanca’da sizi mutlu edecek bir haber paylaşabilirim. Rekabetçi sayılabilecek düzeyde konaklama tesisi bulunuyor. Özellikle Kırkpınar Sahili ve Jandarma karakolu arasındaki bölgede onlarca bungolov tesisi var. Öncelikle bizimde kullandığımız arama motoru Agoda üstünde seçeneklere bakın : Sapanca Otelleri

Sapanca’da çok sayıda otel olduğunu belirttik. En ünlüsü ise NG Sapanca. SPA hizmeti sunan oteli Göl kenarındaki konumu ile Richmond izliyor. Aynı zamanda bölgede bulunan birçok villa misafirlerini airbnb üzerinden konaklama yapmaya davet ediyor. Eğer 4 veya fazla kişiden oluşan bir gruptaysanız. düşünebilirsiniz.

Sapanca’da Neler Yapılır ?

Sapanca’da yılın her mevsimi yapılabilecek aktivite sporların başında trekking, bisiklet ve kürek sporları öne çıkıyor. Aktivite sporlarının öne çıkan mekanı olarak Sapanca Outdoor ‘da ATV ve at turlarına katılabilirsiniz. Kırkpınar ve Sapanca gölü sahilinde keyifli bir yürüyüş turu da size huzur verecektir.

Yuvacık Barajı ve (bkz: Yuvacık Gezi Rehberi) çevresinde yeşile doyabilir, Ayrı Gezegen Cam Teras ta ayaklarınızı havada görebilirsiniz. Gölün diğer tarafında sıklıkla ziyaret edilen hobbit evleri ve hayvanat bahçesi ise minik dostların vazgeçemeyeceği adresler olarak Ormanya‘da bulunuyor. Maşukiye ve Kartepe bölgesi apayrı bir yazı konusu olacağı için burada bahsetmeyeceğim. Şimdi sırası ile kendi yaptığımız rota üzerinde ilerleyelim:)

Taraklı

Sapanca’dan güneye Sakarya’nın diğer ilçesi Taraklı‘ya geçiyoruz. Artık alışagelmiş mimariyi eski tarihi ahşap evler ile değiştiriyoruz. Yol üstü rotası olarak değerlendirilebilen ama fazlasını da verebilecek bir şehir Taraklı .

Cittaslow şehri olan Taraklı, (sonradan ünvanını kaybetse de) Osmanlı ahşap mimarisinin en güzel örneklerine ev sahipliği yapar. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesine konu olan Taraklı’da 7 asırdır ayakta olan Çınar Ağacı, 1517 yılında Mimar Sinan tarafından inşa edilen Yunus Paşa Cami, Bağdat yolu üzerinde yer alan Tarihi Han ve Hamam, yemyeşil bir doğanın içinde iki tepe arasındaki vadide kurulu 3 katlı Taraklı Evleri ve sokakları görülecek yerler arasında yer alır.

Göynük

Şimdi tekerleklerimiz Göynük için dönüyor. Osmanlı Ahşap Mimarisi’nin en güzel örneklerini saklamasının yanı sıra belkide en iyi korunmuş kasabası olabilir Göynük. Keşke zaman ayırabileceğimiz fazladan bir günümüzün olmasını dilediğimiz bir yer oldu burası. Sanki günümüzde değil, geçmişte bir film setinin içinde dolaşıyormuş hissini verdi bize. Aşağıdaki film yapımlarını kaç biliyor ?

Göynük iyi korunmuş bir mimariye ve restorasyonu yapılan yapılar ilede fantastik bir kimliğe bürünmüş. Bunu farkeden çoğu yapımın seti de Göynük olmuş. 2012 Ali Vatansever imzalı El Yazısı, (Cansu Dere, Sarp Akkaya,Wilma Elles) 2010 Serkan Ok imzalı Kukiriku Kadın Krallığı, (Levent Ülgen,Didem Erol) 2005 yapımı Rüzgarlı Bahçe Dizisi, (Selçuk Yöntem,Zeynep Beşerler) 1997 yapımı Akrebin Yolculuğu ( Tuncel Kurtiz, Mehmet Aslantuğ, Şahika Tekand) yapımlarının mekanı Göynüktür.

El yazısı filmi -2012

Günümüzde Göynük 15 bin nüfusa evsahipliği yapan klasik Türk Evleri bakımından zengindir(137 adet). Cami, türbe, çeşme, hamam olmak üzere 150’yi aşan mimari eser nedeniyle kentsel sit alanı ilan edilmiştir. Eski bir tarihe sahip Göynük’ün bilinen ilk adı “Koinon Gallicanon” dur. Bizans, Roma, Osmanlı hakimiyetinde kalan kentin geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Gelin sırasıyla Göynük’te öne çıkan yapıları sıralayalım:

Göynük Türk Evleri

Göynük’ün karakteristik yapısını gözler önüne seren ve bu özelliği ile meşhur olan ilçenin en önemli yapısı Türk evleridir. Tarihi sokaklarda dolaşıp, renkli evleri arkanıza alıp fotoğraf çekeceğiniz sokak, köşe ve dükkanlar adeta bir açık hava müzesinin parçası gibidir.

Göynük Gezi Rehberi

Akşemseddin Hazretleri Türbesi

14. yüzyılda Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin için yaptırdığı türbedir. Kubbenin oturduğu pandantifler ilgi çekicidir.

Gazi Süleyman Paşa Cami

Yapımı 13. yüzyıla ulaşan Gazi Süleyman Paşa Cami, Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa tarafından tek minareli olarak yaptırılmıştır. 1960 yılında restore edilen yapı ilçenin önde gelen eserlerindendir.

Süleyman Paşa Cami

Zafer Kulesi

1923 yılında bölgenin kaymakamı Hurşit Bey tarafından inşa edilmiştir. Altıgen taş temel üzerine, 3 katlı ahşap yalı Kurtuluş Savaşını efsaneleştirmek için yaptırılmıştır. Yukarıda bahsettiğim Akrebin Yolculuğu adlı filmin mekanı burasıdır.

Çubuk Gölü

Göynük’e 13 km uzaklıktaki yüksek rakımlı Çubuk köyü ve Çubuk Gölü bulunduğu konumuyla ilgi çekici bir doğa ve huzur rotasıdır. Rotanıza eklemenizi tavsiye ederiz. Burada inşa edilen değirmenler film ve dizi yapımları için kullanılmıştır. Fantastik bir görüntüye kavuşması burayı ilgi çekici yapsa da değirmenler bakımsız kalmıştır. Bölgede köy girişinde soluklanabileceğiniz bir kafe-restoran bulunmaktadır. Göl kenarında keyifli bir yürüyüş turu yapabilirsiniz. Bir heyelan sonucu oluşan Çubuk Gölü bölgede ziyaret edilesi noktalardan birisidir.

Çubuk Gölü

Sünnet Gölü

Göynük’ün 27 km. doğusunda yer alan Sünnet Gölü, Çubuk Gölü gibi bir heyelan sonucu oluşmuştur. Halka açık piknik alanlarının yanı sıra yürüyüş parkuru ve konaklama tesisi bulunmaktadır. Alternatif olarak zamanınıza göre rotanıza alabilirsiniz.

Sünnet Gölü

Göynük’ten ayrılmadan yemek molası vereceğiniz yerleri sıralayalım. En ünlü noktalardan biri Paşazade. Göynük Sofrası ismi ile karşılacağınız mekanda Bolu’nun ünlü lezzeti kişli mantı,tahinli pide, güveçte sarma ve güveçte istiridye mantar en çok tercih edilenGöynük lezzetleridir. Osmanlı Sofrası, Lezzet Sofrası ile Hanzade‘de bu lezzetlerin yanı sıra Oklava tatlısını tadabileceğiniz diğer noktalar.

Buradan dönerken bir çeşit marmelat olan Uğut, erişte ve bakliyat ürünleri alabilirsiniz.

Birde sevimli bir kahve molası makanı paylaşalım. Zafer Kulesi yolunda yer alan Kurukahveci Salihoğlu Yemen Kahve Çarşısından başlayan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün iltifat ve tavsiyelerine nail olmuş bir mekan. Sunumu, göze hitap eden bu dükkan için bir mola verin deriz.

Karasalihoğlu Kahvesi

Bolu

Göynük sonrası rotamız Abant ve Bolu. “Şehirde ciddi bir problem yok” sloganı ve popüler belediye başkanı Tanju Özcan ile adını sıklıkla duyuran bir şehir olmuştur Bolu. Yüksek rakımlı doğa harikası gölleri, yeşilin binbir tonuna sahip doğası, tertemiz havası ve lezzetleri ile ziyaretçilerini beklemektedir. Kenti yaşam kalitesi yüksek, medeni ve modern bir şehir olarak tanımlanırım. Hani derler ya hangi şehirde yaşamak istersin? Herkesin 2. alternatifi İzmir veya Eskişehir olur. İşte Bolu bu sıralamada kendinde yer açacaktır.

Batı Karadeniz Bölgesi’nin içinde yer alan Bolu’nun %64’lük kısmı ormanlar ile kaplıdır. Ortalama deniz seviyesinden yükseklik 1000 metre olunca sıcak yaz aylarınında tercih edilesi bir lokasyon olur Bolu. 320 bin nüfusa sahip kent akarsu sayısının çokluğu ve yükselti farklılıklarından dolayı çok sayıda doğal göle sahiptir.

Ankara’dan ve Eskişehir’den ortalama 200, Bursa’dan ve İstanbul’dan 300 km uzaklıkta bulunan Bolu her mevsimde ayrı bir tabiat güzelliği sunmaktadır. Gelin şimdi Bolu Gezi Rehberi ile Gezilecek Yerlere alt başlıklarda detaylara bakalım.

Bolu’da Konaklama

Bolu’da alternatifi bol bir konaklama seçeneği karşınıza çıkacaktır. Bu yazıyı okuyup aklınızda hangi yerde ne kadar süre geçirmek istediğiniz ile alakalı bir fikir oluşursa ona uygun bir lokasyonda yer aramanızı tavsiye ederim. Yada buradaki farklı lokasyonlarda birer gece kalıp yola devam edebilirsiniz de. Rotayı oluşturmak size kalmış. Hem fikir vermesi açısından hem de sorunsuz rezervasyon yapabilmenizi teşviken bizimde kullandığımız Agoda arama motorunu deneyebilirsiniz. Bolu & Abant Otellleri

Abant Camping

Biz konaklamamızı Abant Kamping olarak bilinen işletmede yaptık. İster bungolov, ister karavan kiralayabilirsiniz. Kahvaltınız ve çaylar işletmeden diyelim. Abant’ın kıyısında göl manzarası ve oksijen seviyesi yüksek konsepti ile keyif alacağınızı düşünüyoruz.

Bolu’da Yemek & Kahvaltı

Efendim Bolu yeme-içme konusunda büyülü bir durak. Bolu’nun aşçıları ülkeye nem salmışken nerede ne yerseniz yeyin lezzet konusunda sorun yaşamayacağınızı düşünüyorum. Kahvaltı konusunu konaklamada hallettiğimiz için tecrübe etmedik. Yemek konusunu ise yerlisine sorduk. Aşağıdaki noktaları önerdiler. Bir kısmını kısmen denedik.

Abant Şömine Et Mangal & Kahvaltı: Bu işletmenin tam ortasında yanan kocaman bir soba sıcaklığı ile size mekana hoşgeldin diyecek. Abant – Bolu yolu üzerinde yer alıyor. Kahvaltı içinde gelebilceeğiniz bir mekandan mutlu ayrılacaksınız. Abant Şönine Konumu

Abant Şömine et-Mangal

Yörem Mantı: İşte akıldan çıkmayan bir lezzet olan mantı ile hikayem burada başlıyor. Keşli cevizli mantısı ile ün salmış yemek için ben adam vururum demişti öneren kişi. Ben adam vurmasamda yolumu değiştiririm diyerek iddaasına bir parantez açabilirim. Bolu’nun İstiklal caddesi denilen İzzet Baysal Caddesi’nde bulunan mekanda yaprak sarmada oldukça popüler. Zaten aşağıdaki görüntü albeni diyor. Yörem Mantı Konumu

Yörem Mantı – keşli cevizli

Kubbealtı: Merkez’de İzzet Baysal caddesi üzerindeki diğer meşhur mekan. Biz tercihimizi mantıdan yana kullandık lakin değerlendirebilceğimiz fazladan bir gün olsaydı burayı tercih ederdik. Eski bir hamam restorasyonu sonrasında hizmet veren işletme Bolu’nun önde gelen lezzetlerini sunuyor. Kahvaltı, gözleme, katmer, mantı için direkt rota.

Et Evi: Tencere yemeklerinden ızgaraya ve tatlıya bonus olarak kahvaltıya bir çok seçeneği bulabileceğiniz mekanın adı Et Evi. Zaten mekanın aldığı yorum sayısı bu öneriyi destekliyor. Bolu’da sizi hiç üzmeyecek bir şey varsa o da fiyatlar olacaktır. Yemeklerin fiyatlarını özellikle yazmadım. Yüksek enflasyon ortamında güncellemek zor olacaktı. Et Evi Konumu

Bunun dışında Abant yolu boyunca sıralanan çok yolüstü lezzeti var. Başlıkta’da belirtiiğim üzere kesinlikle lezzet konusunda iyiler. Çok müthiş bir öneri bulursam mutlaka ilave edeceğim.

Abant

Bolu’nun en önemli bölgelerinden birini Abant oluşturuyor. Öyle bir doğal güzellik ki şehrin adından önde gelen bir alametifarika. Yılın dört mevsimi yeşilin binbir tonuna dönüşen Abant özlediğiniz huzuru ve hayatın yavaşlığını yakalayabileceğiniz bir milli park. Girişin ücretli olduğu milli parklarda HGS ile giriş sağlayabilir gölün etrafında araç ile de tam tur atabilirsiniz.

Abant Gölü

Yedigöller

Bir sonbahar rotası olarak bilinen Yedigöller Bolu Merkez’den 44 km uzaklıkta bulunuyor. Bir milli park içinde çevrelenen göller bölgesinde trekking alanları, kamp alanları ve piknik alanları bulunuyor. Milli park bünyesinde Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl,Büyükgöl, Seringöl, İncegöl ve Sazlıgöl olmak üzere toplam 7 göl var. Milli parka gelmeden evvel yaklaşık 1300 metre yükseklikte bulunan seyir terası Kapankaya’ya uğrayın deriz. Manzarayı görmek için kesinlikle değer. Konaklama ve planlama için şu adresi not olarak bırakalım: yedigollermillipark

yedigöller

Gölcük

Bolu’nun Gölcük olanan bilinen diğer harikası bu göl. Fotoğraf karelerinin Abant olarak paylaşılmasına alışkın çoğu kişi gerçeği bilse de artık burası Abant değil demekten vazgeçmiş durumda. Lafı çok uzatmadan Bolu merkeze 12 km uzaklıkta yer alan Gölcük Tabiat Parkı, içinde piknik alanları, restoranları, yürüyüş yollarını barındıran, tarifi mümkün olmayan ve yaşarken gözleriniz ile görmeniz gerektiğini düşündüğümüz bir yer. Burada dolaşmak, nefes almak ve yürümek sadeliğin ve sakinliğin tasviri olsa gerek. Kalabalıkları saymaz isek tabi.

Gölcük tabiat parkı
golcuk-tabiat-parki

Akkaya Travertenleri

Bolu’nun doğal güzelliklerini saymak ile bitiremiyoruz. Bir diğer rotamız ise Akkaya Travertenleri. Pamukkale’de oluşan termal suların oluşturduğu travertenlerden Dünyada sayılı adette olduğunu okumuştuk. Bunlardan birtanesi de Bolu’da bulunuyor. Bolu Abant yolu üstüne diyebileceğimiz travertenler yüksek dar bir vadiye bakıyor. İçeride piknik yapabileceğiniz bir alan, kafe, ücretli havuz ve tuvalet bulunuyor. Rotanıza eklemenizi tavsiye ederiz. Akkaya Travertenleri Konumu

akkaya travertenleri

Rota üzerinde az bahsedebildiğim diğer yerleri ise aşağıda belirtiyorum.

Mudurnu : Bolu denilince akla gelen tarihi yerleşim merkezlerinden biri de Mudurnu. 1891 yılında tamamlanmış 12 metrelik simge yapı Mudurnu Saat Kulesi , 13. yüzyıla tarihlenen Yıldırım Beyazid Cami, Demirciler Çarşısı, Ahiler Müzesi ve bir cittaslow hareketinin üyesi olarak tarihi sokakları ve evleri görülecek yerleridir.

Sülüklü Göl : Bu göl de diğerleri gibi bir tabiat parkının ögesi. Yollarının araç geçişi için güç olduğu bir ortamda Sülüklü Göl, diğer gölleri görenler için bir tercih noktası oluşturmayacağı kanaatimdeyim. Sülüklü Göl Tabiat Parkı

Sülüklü Göl

Seben Gölü: İtiraf edelim biz Seben tarafına hiç gitmedik. Bolu merkezîn güneyinde kalan ilçesi Seben il sınırları içinde yer alan Seben Gölü’nde kartpostallık manzarların yanı sıra rotanıza alternatif bir seçenek ekleyebilirsiniz. Seben Gölü

Seben

Bolu Merkez’de görülecek yerlerin başında ise İzzet Baysal caddesi geliyor. Nostaljik tramvayı, temiz sokakları, hoşgörülü insanları ile bu caddede yürümenizi tavsiye ederiz. XVI. yüzyıla dayanan tarihi ile Kadı Cami, Tabaklar cami ve hamamı, ihtişamlı görüntüsü ile eski hükümet konağı, Bolu Müzesi, Saraçhane Cami İzzet Baysal caddesindedir.

Bolu Yaylaları: Bolu ve doğa dedik ama az kalsın yaylaları atlıyorduk. Bir tarafı Aladağlar, diğer ucu Kartalkaya olan bölgede Göksu Tabiat Parkı ve Göleti, Beşpınarlar Tabiat Parkı, Sultanbey Yaylası, Çamyayla, Sarıalan, Kizikyayla, Sinekli, Sakarca, İkizler, Kocayayla, Gölcük, Üstyaka yaylaları geniş bir coğrafyayı kaplamaktadır.

Aşağıda geziden derlediğim bir cideo çalışmam var. Keyifli seyirler. Sakarya ve Bolu gezimizden şimdilik anlatacaklarımız bu kadar. Eğer paylaşımı beğendiyseniz aşağıdaki sosyal medya hesaplarından bloğu takip etmeniz beni memnun eder. Ek olarak yeni yazılardan haber almak için mailinizi aşağıdaki kutuya bırakın.

CengizSelcuk.com’ u Takip Edin :

Abonelik Formu :

About Author
Cengiz Selçuk

Kim Evliya Çelebi olmak istemez ki. Gönlünce oku, istediğin gibi gez. Aklına geleni hemen gerçekleşir, Neden mi ? Çünkü Hayat çok kısa ve zaman çok az. Hadi Acele Et!

View All Articles
Check latest article from this author !
En iyi Seyahat Blogları

En iyi Seyahat Blogları

Nisan 25, 2024
Temettü ve Temettü Portföyü
Hisse Senedi Yatırımı

Hisse Senedi Yatırımı

Nisan 18, 2024

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Related Posts