Portekiz’in başkenti Lizbon’u gezmek için şöyle bir program yapabilirsiniz: Masallar diyarı olan Sintra, sahil semti Belem ve Lizbon’un asansörleri, Alfama, Baxia, kalesi ve güzel sokakları ile süslü merkezi. Aşağıda başlıklar Lizbon Gezilecek Yerleri sıralıyoruz. Eğer ilk olarak bu sayfayı okuyorsanız önce Lizbon Gezi Rehberimize göz atınız.
Lizbon Kalesi / Castello St Jorge
Lizbon şehir merkezinde bulunan ve hoş bir şehir manzarası sunan St Jorge Kalesi ile ilgili ilk bulgular Demir Çağına kadar uzanmaktadır. Ziyaret ettiğinizde kalenin arka tarafında bununla ilgili arkeolojik çalışmaların olduğu yerleri görüyor olacaksınız. Bunun dışında Kraliyet Sarayına ilişkin kalıntılar, sergi salonu ile 180 derece şehri manzarası sizi karşılıyor olacak. Sıcak yaz günlerinde gün batımını burada geçirebilir, büfelerden alacağınız kahve/şarap ile günü sonlandırabilirsiniz.
Ek diğer detayları da paylaşalım : Lizbon düz bir şehir değil, kaleye çıkmak için yürümenizi tavsiye etmiyoruz. İşte şehrin en yüksek tepesine kurulmuş kalenin giriş kapısı.
Biz buraya ulaşmak için Rossio meydandan hareket eden nostaljik tramvayı kullandık. ( lisboa Card ile ücretsiz) illaki yürümek isterseniz de Lizbon katedralinin olduğu caddeden ilerleyin nispeten daha düz.
Güzel fotoğraf manzaralarından bahsetmiştik. Yalnız bunun için sabah erken saatlerde çıkmak güzel fotoğraflar çekmenize neden olur. Çünkü güneş cephenizde olacağından fotoğraf biraz zorlayıcı olabilir.
Aşağıda kaleden bir gün batımı ve yol üstündeki sokak sanatçılarından bir kare paylaşmak istiyorum.
Lizbon Arkeoloji Müzesi
Lizbon Arkeoloji Müzesi Justa asansörünün arka tarafında kalmaktadır. İlk önce asansörü kullanıp sonra burayı ziyaret edebilirsiniz. Ruinas do Convento do Carmo isimli kilise Lizbon’un geçirmiş olduğu büyük deprem olan 1775 yılında yıkılmıştır. Müzeye ilk girdiğinizde her şey normal gözükürken ardından üstü açık kilisenin fantastik görüntüsü ile büyüleniyorsunuz.
Müze içinde ayrıca Peru’dan getirilen iki adet mumyalanmış bir ögede barındıran müze, şehir içindeki kanımca görülmesi gereken mekanların başında geliyor. Lizbon kartınız ile indirimli.
Lizbon Katedrali
Diğer adı ile Santa Maria Maior olan Lizbon Katedrali, şehirdeki bilinen en eski katedraldir. İlk inşa yılı 114 olarak bilinmektedir, yıllar içinde çokça kez yenilemeler yapılmıştır. İlk gördüğümüzde alakasız bir şekilde Süngerbob’a benzeyen görüntüsü ile Şile Kalesi’ne benzettik. (bunu yazmasakta olurdu)
İşin şaka kısmı bir yana kapının üstündeki taç kapı ve gene kapının sağ ve sol tarafındaki kulelerin üstündeki pencereleri gotik ve klasik yapıdaki kliselerin dışında bir mimari sunuyor bize. Görülmesi gereken mekanlardan bir tanesi olarak göze çarpıyor.
Gulbenkian Müzesi
Gulbenkian tam adı ile Colouste Gulbenkian Foundation buradaki önemli sanat koleksiyonerlerinden Kalust Sarkis Gulbenkian‘ın koleksiyonunu oluşturan müze diyebiliriz. Aslında Gulbenkian’ın hayat hikayesini duyunca beni oldukça şaşırtması ile buraya olan ilgilimi arttırmıştı.
Gulbenkian 1869 Üsküdar doğumlu bir İstanbul Beyfendisi. Dünyada çeşitli şehirlerde yaşamış ve Osmanlı’da ve dünyada petrol araştırmalarında bulunmuş bir Jeoloji mühendisi olan Gulbenkian bu işten ciddi bir fon kaynağının sahibi olmuş. Hayatının sözellikle son bölümde Lizbon’a yerleşmeye karar veren Gulbenkian’ın topladığı eserler ölümünden sonra müzeye çevrilen bu müzede sergilenmektedir.
Acaba doğduğu topraklarda değil de neden burada koleksiyonunu sergilenmektedir sorusuna ilişkin şehir efsaneleri dolansa da aşağıdaki linkte müze programını inceleyebilir, ve yan taraftaki botanik park ile birlikte güzel bir gezinti yapabilirsiniz.
Parkın içindeki gölde bekleyen balıklarınızı beslemeyi unutmayın.
https://gulbenkian.pt/en
Lizbon’un Asansörleri
Şehrin sahip olduğu önemli varlıklarından biri de asansörler. 7 farklı tepe üzerine kurulu Lizbon’u yükseklerden görebileceğiniz bu asansörlere kısaca değinelim.
Elevador St Justa
Lizbon’un Neogotik tarzındaki asansörü St Justa’nın yapımı iki yılda tamamlanmıştır. Baxia ve Barrio Alto’yu birbirine bağlamak için mimar Raul Mesnier de Ponsard tarafından tasarlanmıştır. Lizbon’u yükseklerden görmenize imkan sağlayan asansör önünde meraklı bir turist sırasını görmek kaçınılmaz. Lizbon kartınız ile ücretsiz.
Ascensor De Bica
Sıradaki asansörümüz Bica ile sizi bir Karaköy-İstiklal caddesi seyahatini beklediğini söylemek mümkün. Yer altından değil tabiki. İçine girdiğiniz vakit 82,5 derece yüksekliğe sahip yokuştan nasıl çıkar bu makine derken, sınırlı sayıda yolcusunu alıp tırmanmaya başlıyor Bica mahallesine asansör.
Güzel fotoğraflar yakalayabileceğiniz bu yolculukta geriye yürüyüş yapabilmeniz de mümkün. Ücret 3,60 Euro. Lisboa card’a ve günlük sınırsız biletler için ücretsiz faydalanabilirsiniz. Asansör denilince aklınız karışmasın Ascensor ve Elevador kelimeleri de asansör anlamına geliyor. Bizdeki karşılığı olarak tek asansör Justa Asansörü.
Elevador da Gloria
Lizbon’un bir diğer finiküler sistemi ise Gloria. Restauradores Meydanı’nda tepeye bakan dar sokakta bu sarı aracı göreceksiniz. Yüksek yokuşlu sokaklardan geçerken nefesinizi belkide tutmanız gerekebilir. İlginç bir şekilde bu tepeye tırmanabilen Gloria’nın diğer ucunda Pedro de Alcantara güzel manzarası ile sizi bekliyor.
Gloria Asansörü’ndeki görevli ile bir turist arasında geçen bir diyaloga kulak misafiri de olduk istemeden kısaca paylaşalım
+ Gün boyu bu işi mi yapıyorsunuz? sıkılmıyor musunuz? Vatman sessiz gülümsemesi ile cevap verdi.
– Hem de nasıl sıkılıyorum. Ama yapabileceğim bir şey yok ve bu işi yapmak zorundayım.
Elevador do Lavra
Gloria asansörünün meydandaki karşı sırasında yer alır, açıkçası bu asansöre gitmedik, umarım çok bir şey kaybetmemişizdir.
Tram Eletrico
Şehrin havasını atmak 28 Nolu tramvay ile olur. Yaklaşık sizi 45 dakika sürecek bir tur ile ara sokaklardan, yokuşlardan geçerek etrafı görmenizi sağlayacak bir hattan oluşan 28’i deneyebilirsiniz.
Lizbon Caddeleri, Sokakları ve Meydanları
Lizbon’da kanımca en çok görülecek yerler caddeler ve sokakların arasına sıkışmış. Her köşe başında bir samimiyet, her meydanda bir müzik sesi ve sizi sevgiye ve aşka çağıran şehrin kendine özgü dokusu.
Genel olarak huzurlu bir şehir Lizbon’da, ne bir gürültü, ne de bir saygısız davranış görmedik. Ses çıkardıkları tek ses sanırım futbol olabilir, Lizbon şehrinin futbol takımları Benfica, Sporting Lizbon’un renklerini bir çok noktada görebilirsiniz.
Bir diğer nokta ise Fado, Alfama bölgesinde Portekizlilerin ağıt olarak nitelendirilen yöresel müziğini dinleyebilir, bu güzel dar sokaklarda kaybolabilirsiniz. Özellikle pazartesi günlerine dikkat etmekte fayda var. Müzelerin kapalı olduğu günlerden midir bilinmez, birçok mekan pazartesiler kapalı oluyor. Bazı restoranlar bile.
Aşağıda Alfama’da bölgenin dokusuna uygun bir mekanın girişini görecekseniz. Fiyatlar bile kapıda yazıyor, rahat olun.
Alfama bölgesinde eski şehirin tadını çıkaracaksınız.
Küçük dar sokaklar, küçük uzun sokaklar, yüksek merdivenli sokaklar ve müzikli sokaklar. Sokağın birinden latin danslarıyla eğlenen gençleri görürken diğerinden Fado’nun hüzünlü sesi kulaklarınıza gelecek.Fado demişken, Fadonun bir de müzesi var.
Portekiz’in kendi alanında iddalı bir özelliği daha var ki oda çini. Sokaklarda yürürken binaların üzerinde, duvarların üstünde renkli renkli öyküler resmedilmiş süslemeler var. Hepsi ayrı bir güzel ve şehri güzelleştiren ögeler.
Aşağıda bir duvarda resmedilmiş açıkhava sanatı var.
Bir bina üzerinde karşılaştığımız farklı bir eser daha.
Lizbon 3 farklı noktadaki büyük meydanları ile süslenmiş. Bunlar;
Marques de Pombal, Restauradores ve Rossio. Aşağıda Marques de Pombal meydanını arkasındaki nehir manzarası ile görebilirsiniz.
Meydanlarda sürekli bir etkinlik hali var. Kurulan çadırlarda eğer denk gelirseniz çeşitli yiyecek ve içecekleri uygun fiyatlarla test edebilirsiniz. Aşağıda bir şarap tezgahı var. Fiyatlar 10 Eur’dan başlıyor. 😉
Meydanlardan son olarak aşağıdaki Rossio’daki görüntüsü ile mimari düşüncelerinizi harmanlayacak tren istasyonunun görüntüsünü paylaşıyorum.
Okyanus Akvaryumu
Tam olarak Tajo nehrinin üstüne konumlanmış, tuz kokularına bulanmış bu yapının içinde deniz yaşamının en çarpıcı örneklerini incelerken, farklı bir deneyim yaşayacaksınız.
Ticaret Meydanı
Lizbon’un yaşayan, fotoğraflanan en blindik meydanı burası efendim. Zaten bu şehre gelipte burayı kadrajlamamanız imkansız bir durum. Meydanın tam ortasında zamanınında şehrin kralının bir de heykeli bulunur.
Şehre giriş kapısı olan Rua Agusta Takı Rua Agusta caddesine açılır. Lizbonun en hareketli caddesinin bulunduğu Takı, 11 metre yüksekliğinde 6 sütün üzerine yapılmış, kraliyet arması ile süslenmiştir. Tepesindeki heykeller kahramanlığı simgeler. Buranın üstüne çıkıp ayrı fotoğraf karelerini yakalamanız ayrıca mümkün.
Lizbon Tarih Müzesi
Lizbon Story Center ismi ile Ticaret Meydanı’nın hemen yan tarafında Lisboa Kartınızı kullanarak ücretsiz giriş yapabileceğiniz müzedir kendileri. Aslında hiç bir şeye başlamadan burayı test etmek şehri keşfetmeyi kolaylaştırabilir.
Şehrin kuruluşundan tutunda Lizbon’un başına gelen büyük deprem, coğrafi keşifler ile birlikte tüm tarihi görseller, haritalar ve bir de sinema salonunda deprem filmi ile ayrı bir deneyim yaşatarak size sunuyor.
Girişte elinize bulunduğunuz her noktada otomatik olarak seslendirme yapmaya başlayan bir de cihaz veriyorlar. Gördüğünüz bölgenin ve nesnenin özelliklerini ve hikayesini dinliyorsunuz. Bu deneyimi yaşamanızda fayda var.
Campo Paqueno
Daha önce alışveriş notlarında bahsetmiştim buradan. Burası bir alışveriş merkezi, konser salonu, sinema salonu, yeme içme mekanı olmasının yanı sıra bir harika galerilerin olduğu müze. Esasen boğa güresi arenası olarak dizayn edilmiş 1892’de ve 2006’da ise şimdiki görünümüne dönüştürülmüştür.
Aşağıdaki linkten programı görebilirsiniz. Eğer Gulbenkian için bir programınız varsa 15 dakikalık bir yürüme mesafesi uzaklıktaki Campo Paqueno görülmeye değer. Eğer Lizbon’a geldi iseniz bir akşam programınızı buradaki bir etkinlikle birleştirmeniz faydalı olabilir.campopequeno.com/
Belem
Lizbon’un sahil semti Belem için en az birgün ayırmanız gerektiğini düşünmekteyiz. Bulaşmak için sahilden kalkan banliyo trenlerini tercih edin. Yeşil hattaki Cais de Sedre’den Cascais yönüne giden trenler Belem’den geçerler.
Lizbon sahilleri denildiğinde akla gelen Belem LX Factory isimli mekanı barındırır, yeri gelmişken bahsetmekte fayda var, tren ile Alacantara-Mar durağında indiğinizde Yeme-İçme bölümünde bahsettiğimiz LX Factory’e ulaşabilirsiniz. Bir nevi Bomontiada’nın kopyası bu fabrika şehrin uğrak noktalarından.Eğer ki vaktiniz olursa sahil kasabası Cascaiste güneş-deniz-kum üçlemesi ile tatilinizi taçlandırabilmeniz de mümkün.
The Jeronimos Monastery
Lizbon’un en önemli yapılarından biri olan Manastırın yapımına 1570 yılında başlanmış ve 70 yılda tamamlanmıştır. Kendi tarzına ait mimariyi yansıtan yapıda, ünlü Portekiz denizcisi Vasco De Gama’nın da lahiti bulunur. Klise manastır ve müzeden oluşan yapı pazartesilerin kapalı olduğunu belirtmekte fayda var.
Manastır oldukça turistik bir yapı olduğu için uzun turist kuyrukları beklemenize gebe olcağını tahmin etmek zor değil.
Museu de Marinha (Denizcilik Müzesi)
Denizcilik müzesi Portekiz’in olmazsa olmazlarından biri. Bildiğin üzere Portekiz özellikle coğrafi keşiflerle çok büyüdü ve denizcilikte çok ilerledi. Manastırın diğer tarafından erişebileceğiniz müzede Portekiz’in ünlü denizcilerinin ve keşiflerin rotaları, büyük gemi maketlerini ve Portekiz tarihine geçen olayların krolonojisini inceleyebilirsiniz.
Özellikle Kraliyet Ailesi için oluşturulan kamaraların dekorasyonu ve kullanılan eşyaların sergilendiği bölüm oldukça ilgi çekiyor. Girişte Lizbon Kartı’nızı göstermeyi unutmayın.
Torre Belem (Belem Kulesi)
Belem Kulesi suyun tam üzerinde 30 metre yükseliğinde, 1519 yılında şehri korumak için inşa edilmiş. Gotik tarzada inşa edilen kule ünlü kaşif Vasco de Gama anısına adanmıştır. Unesco bu yapıyı manastır ile birlikte kültür mirası listesine almıştır.
LPedrao Dos Descobrimentos ( Lizbon Kaşifler Anıtı)
Portekiz’in ünlü kaşiflerinin ve destekçileri Prens Henry’in silüetinin sıralandığı anıt hemen kıyıda gözünüze çarpar. Ziyaret ettiğimiz an itibari ile dış silüetinin üzerinde iskele ile tadilatta olmasından ötürü paylaşacağımız fotoğraf anlamsızlaştığından paylaşılan fotoğraf anıtın tepesinden. Özellikle 29 Nisan köprüsü ile Manastır’ın en güzel fotoğraflanacağı yerin burası olduğunu söylemekte fayda var.
Yerdeki taşlar dikketinizi çektimi ? Lizbon’un şehir mimarisinin içinde önemli bir yer tutuyor. Şehrin birçok bölgesinde bu dalgalı dekoratig taşları ile şehir ayrı bir süslü.
Maat ve Central Tejo (Museum, Art, Arcitechture,Technologhy)
İlginçtir Lizbon ve Belem’den bahseden birçok seyahatsever burayı pas geçmiş. Sanırım diğerlerinden fırsat bulamasa olmalarından gerek.
Central Tejo adından da anlaşılacağı üzere Lizbon’a elektrik üreten eski elektrik santrali. Santralin içinde kinetik enerjiden, hareket enerjisine elektriğin her türlüsüne dokunabilmek mümkün ve hatta kömürle çalışan santralin kazanlarına kadar girip aşama aşama elektriğin nasıl üretildiğini, Tejo nehrinden alınan suyun hareketini görebiliyorsunuz.
O dönemde kullanılan bütün alet edavat ayrıntılı bir şekilde tamamen müzeye dönüştürülmüş, Lizbon kartlar ile girişin ücretsiz olduğu müzede başlıktaki gibi sanat, mimarlık ve teknolojisinin diğer ögelerini de görüyor olacaksınız.
Ayrıca yeni inşa edilen ve sergi salonu olarak kullanılan binanın oval mimarisi bulunduğu yere oldukça yakıştığını söylemeliyim. Yatay ve oval bir şekle sahip mimarinin içi tamamen okyanus sesi ile donatılmış dinlenme mekanı olarak kullanılmaktaydı. Yada farkında olmadığımız bir sergi konseptinin içinde de olabilirdik, Kasım ayının Lizbon sıcağı 30 derece olduğundan buharlaşmışta olabiliriz.
Ayrıca yeni inşa edilen ve sergi salonu olarak kullanılan binanın oval mimarisi bulunduğu yere oldukça yakıştığını söylemeliyim. Yatay ve oval bir şekle sahip mimarinin içi tamamen okyanus sesi ile donatılmış dinlenme mekanı olarak kullanılmaktaydı. Yada farkında olmadığımız bir sergi konseptinin içinde de olabilirdik, Kasım ayının Lizbon sıcağı 30 derece olduğundan buharlaşmışta olabiliriz.
Çeşitli sergilere de evsahipliği yapacak olan Maat’in sergi programına sitesinden göz atabilirsiniz.
https://www.maat.pt/
National Coach Museum
Belem deki ilginç bir müze daha, eski tarihi arabaların sergilendiği alanında en iyiler arasında sayılan bir müze. Vaktiniz varsa değerlendirin derim.
museudoscoches
Masallar Diyarı Sintra
Lizbon’a gidip te Sintra’yı görmeden gelirseniz çok net ifade edelim ki Lizbon’a tekrar gitmek ZORUNDAsınız.
Masallar diyarı andıran görüntüsü ile Pena Sarayı, Endülüs mirası Mağribi Kalesi ve diğer masal kitabı Quinta da Regaleira ile aklınızdan çıkmayacak bir deneyim yaşayacaksınız.
Sintra ile ilgili tüm detayları ayrıca şurada yazdık. Sinta Gezi Rehberi
Lütfen göz atın Lizbon’un doruk noktası burası, burada ayrıca yazmadık çünkü satır aralarında kaybolsun istemedik.
Lizbon’da Görmeden Dönmeyin : SİNTRA GEZİ REHBERİ
Lizbon’da Ulaşım ve Merak Edilenler : LİZBON GEZİ REHBERİ
CengizSelcuk.com’ u Takip Edin :
Abonelik Formu :
2 Comments
Harika bir ayrıntılı yazı. Hala görmediğim Lizbon’a umarım yakında gidebilirim. Nice yollara.
Teşekkür ederim. Umarım sizin gibi bizde çelebi ünvanına nail oluruz🙏