Anadolu’nun eski uygarlıkları arasında yer alan Lidyalılar, İlkçağ’da Gediz(Hermos) ve Küçük Menderes(Kaistos) nehirlerinin arasındaki bölgede yaşamışlardır. İlk önce Hitit sonra Frig egemenliği altında yaşayan Lidyalılar, Dünya’da parayı kullanan ilk uygarlık bilinir.
Tabi buradaki ilk amacım Lidyalılar’ı anlatmak değil, okuduğum Karun ve Anarşist isimli İskender Pala’nın kitabından bahsetmekti. Yalnız tarihe ve mitolojiye meraklı bir kişi olarak kendimi Lidya tarihini araştırırken bulunca biraz Lidya Devleti (Krallığı, imparatorluğu veya uygarlığı) ve Lidyalılardan bahsetmek istedim.
Lidya Krallığı
Lidyalılar Frigyalıların yıkılmasından sonra bölgeye hakim oldular ve bağımsız bir devlet kurdular. (M.Ö. 487) Başkenti Salihli yakınlarında bulunun Sard kentidir. Kral Giges’in zamanında ilk bağımsızlıklarına ulaşan Lidya toprakları güneyde Antalya, batıda Çanakkale ve İzmir , kuzeyde Samsun arasındaki bölgeye uzanmıştır.
Son kralları Krezüs (Aslan Kral) zamanında uygarlık en parlak dönemini yaşamıştır. Karun ünvanlı Aslan Kral Persler ile girdiği mücadelede başarılı olamamış ve Persler tarafından Lidya Krallığı yıkılmıştır.(M.Ö.546) Krezüs zenginliği ile o kadar nam salmıştır ki Karun ismi anılmıştır.
Tarihte parayı kullanan ilk uygarlık Lidyalılardır. Tarihçi Heredot gümüş ve altın parayı ilk defa kullandığını yazmıştır. Paraya sikke ismini veren Lidyalılar, altın ve gümüş gibi metal alaşımların karışımları ile ilk sikkeleri üretmişlerdir. Krallığın simgesi Aslan olan sikkeler değiş tokuş yöntemini ortadan kaldırmış ticaret gelişmiştir. İlk borsa diyebileceğimiz serbest pazar Lidyalılar tarafından Sfrad’da kurulmuştur. Kral yolu olarak bilinen Efes’ten başlayıp Persepolis’e kadar uzanan ticaret yolu Lidya dönemine işaret eder.
Lidya’da İnanç ve Yaşam
Lidyalılar Yunan Mitolojisi’ne ve tanrılarına inanıyorlardı. Artemis, Zeus ve Yunan tanrılarına inanış bölgede hakimdi. Ölülerini tümülüs adı verilen gizli odalara sahip tepelere gömerlerdi. 26 harfli bir alfabe kullanan Lidyalılar mimaride gelişmişlerdi. Kusursuz taş işçiliğinin yanında kuyumculuk da bu bölgede ilerlemişti.
Yunan Mitolojisi’nde ilk kral Giges’ten bahsedilir. Lidya öncesi uygarlık olan Herakleslilerin son kralı Kandaulis karısını o kadar çok seviyormuş ki koruması Gigis’ten güzelliğini takdir etmesi için ısrar edip gece odasında gizlenmesini istemiştir. Gigis bunu kabul etmemiş ama ısrarlara dayanamamış odasında saklanmıştır. Ancak daha sonra karısı Gigis’i fark etmiş ve tehdit ederek ya kralı öldür yerine geç yoksa kendin ölürsün demiş. Gigis Kralı öldürüp sonradan yerine geçip Lidya Krallığı’nı kurmuştur.
Karun ve Anarşist
İskender Pala’nın kaleme aldığı kitap Lidya Devleti’nin son döneminde yaşayan 3 arkadaşın Edusa isimli bir kıza aşık olmaları ile başlayan öyküsünü anlatmakdadır. Tarih tekerrürden ibarettir kavramından hareketle “tarih bir ayna” diyen yazar, “aynayı kaplayan bir sancılı bi çelişkiyi” kaleme alır.
Kitaba başlayıp Lidya tarihi sayfalarında gezinirken, yazar bizi 1979 yılında yaşanan bir cinayetin soruşturmasına götürür. Sadullah, Ethem, Asude ve Ufuk ile beraber Keriman Hoca’nın hikayesini anlatır. 1979’dan M.Ö. 5. yüzyıla geçiş yapıp farklı öykülerin tekerrür etmesini okumuş oluyoruz.
Ancak kitap yazarın birçok kitabını okuyan biri olarak en zayıf çalışmalarından biri şeklinde yorumladım. Burada biraz sürprizbozan olarak isimlenen spoiler veriyorsam afola.
Sadullah’tan Halludas Asude’den Edusa ve Nakata’dan Atakan üretmek büyük bir yaratıcılık olsa gerek. Esasen kitap çok iyi başlıyor özellikle antik tarihe meraklıysanız kitabın sonundaki haritaya bakıp burası neresi, Sfard neresi derken hem öğreniyor, hem Lidya tarihine selam veriyorsunuz. Ancak kitabın sona erişi, yakın tarih ile bağlantıları başarılı bulamadım.
Hele şu isimleri tersten üretmeye gerek varmıydı? Neyse ki gönülleri fetih eden üstadın kaleminden Tebriz’i, Babil’i, İspanya’yı fetih ettiğimizden bu çok önemli bir detay değil.
Bilgi ve Alıntılar
Burada bölümde kitaptan edindiğim bir kaç alıntı ve bilgi paylaşımı yapmak istiyorum. Benim altını çizdiğim noktalardı.
- “Güzeli sevmek nasıl bir ilahi nimet ise, güzeli sanat yolu ile anlatmak da o derece tanrısal olacaktır”.
- “Gülmek ile ağlamanın arası masumiyetin resmidir aslanım”
- “Uğrunda ölebileceğim bir davam hala var, evet ama uğrunda öldürebileceğim hiçbir davam olmadı, olamaz”…
- “Mutluluk herkesin istediği ama pek azının bulabildiği bir şeydi.”
- “Öfke tutuşturulmuş bir ateştir. Ateş, ancak ona hakim olmakla söndürülür. Sakın onu salıvermeyin ki ilk yanan siz olmayın!”
- “Bir kimse, eğer başkalarının insafına bırakılmışsa, yalnızca bedeniyle değil, yüreğiyle de üşüyen bir hüzün abidesinden başka ne olabilirdi ki?”
- “Aşk maşukun bu derece yakınındadaysa ve hamağının hemen iki karış altından sevgilinin nefeslerini duyabiliyor, kalbinin atış sesini işitebiliyorsa seven nasıl uyuyabilirdi ki ?”
- “Zenginlik ve ihtişam mutluluk için yeterli sayılamaz. Nice kıt kanaat yaşayan insan tanıdım ki altına hükmedenlerden daha talihliydiler. Nice insan da tanıdım ki masallardaki kadar zengindiler ama mutsuz öldüler.”
- “Oysa hepimiz anladık ki vatanı sevmek yahut haksızlığa tepki göstermek öyle sokaklarda vuruşarak, birbirine kurşun sıkarak, duvarlara sloganlar yazarak olmuyormuş. Bunlar bizi yalnızca ‘kahrolası militan’lar yaptı. Adam gibi üniversitelerimizi okuyup bilimde, sanatta, ekonomide, teknolojide ileri götürmek varmış. Üniversiteye gidip devrimi bilimde yaparak, ülküyü sanata yüklüyerek, dini ruhlara yerleştirerek ülkeye çağ atlatıp ileri taşımak yerine çatışmaya giderek ülkeyi geri bırakmak küresel bir oyunun piyonu olmaktan başka bir şey değilmiş. Gerçeği yakalamak üzere farklı fikirlerimizi çarpıştırmak yerine kendimiz çarpıştığımız için gençliğimizle birlikte her şeyi heba ettik.”
- Kârûn ünvanlı Krezüs Lidya’nın son hükümdarı zenginliği ile bilinir. Zenginliğinden dolayı Kârûndenmiştir. Ancak gerçek Kârûn Krezüs’ten altı yüz yıl kadar önce Mısır firavunları ile birlikte Hz. Musa zamanında yaşamıştır. Kuran-ı Kerim’deki Kasas suresi gerçek Karun’u anlatır.
Kârûn ve Anarşisti yazdığım olmsuz yorumlara rağmen beğendim. Kültür varlıklarımızı romanlaştırarak gündemde tutmak, önemli kılmak, hatırlamak ve öğretmek önemli bir vazife üstlenmek olsa gerek. İskender Pala gibi Ahmet Ümit’te bu işi iyi yapan yazarlarımızdan. iyi ki varsınız. Karun ve Anarşist isimli kitabı satın almak isterseniz : Karun ve Anarşist Satın al
Kârûn Hazinesi
Kârûn Hazinesi, çoğunluğu Milattan Önce 5. yüzyıla ait olan ve Krezüs isimli Lidya Kralı’nın dönemine tarihlenen 1960 yıllarında ABD’ye kaçırılan ve 1993 yılındaki uzun bir hukuki mücade ile Türkiye’ye iade edilen eserlerdir. Eserlerin sayısı 400’den fazladır.
Hikayesi ise kaçırılan hazinenin satışının getirlme maliyetinden daha az olması nedeni ile trajikomik. Toptepe, İkiztepe ve Aktepe’de yapılan kaçak kazılar sonucu 1965-1966 ve 1968 yıllarında mezar hazinelerine ulaşıldı. 1965 yılındaki Toptepe tümülüsündeki parçalar o dönemin parası ile 65.000 TL , 1966 yılındaki İkiztepe Tümülüsü’deki parçalar 160.000 TL’ye , Aktepe’deki parçalar 40.000 TL’ye satıldı. Eserlerin iadesi için sonradan dava açılmış, 6 yıl süren dava masrafları 40 Milyon Doları bulmuştur.
Hadi Hazinelerin olduğu Uşak müzesini adım gezelim: Uşak Müzesi Sanal Tur
Kanatlı Denizatı Broşu (hippokampos)
Kârûn Hazinesi denilince akla gelen Kanatlı Denizatı Broşu’nun yurtdışı hıkayesi yukarıda anlattığım öykü ile bitmemiştir. Maalesef 2006 yılında bir dizi olay sonucu sahtesi ile değiştirilmiş, yine 6 yıl sonra Almanya’da ortaya çıkmıştır.
Dönemin müze müdürü Kazım Akbıyıkoğlu’nun sahtesi ile değiştirilmesine aracılık ettiği Eser İstanbul’da 1.5 milyon dolara satılmak istenirken kaybolmuş ve müze müdürü 18 yıl hapis cezası almıştı. İlginçtir 2006 da kaçırılan eser 6 yıl sonra bulunmuş yine 6 yıl sonra yurda dönmüştür. Yüce Zeus neler oluyor 🙂 Uşak Müzesi’nde sergilenen eserler arasında yer alan Denizatı Broşu’nun orjinal olup olmadığı ile ilgili hala söylentiler devam etmektedir. 2500 yıllık film öyküsü
Belki önümüzdeki yıllar içinde Lidya’lıları ve Karun Hazinesi ve laneti gösteren bir film&dizi projesi ile karşılaşırız. Senaryosu hazır nede olsa. Hoş Olmaz mı ?
Aşağıda başkent Sardis’in Drone ile çekilmiş güzel bir paylaşımı var. Altyazılarını ayarlardan tıklayıp açabilirsiniz. Alttaki sosyal medya ve abonelik üzerinden beni takip ederseniz memnun olurum. Teşekkürler.
CengizSelcuk.com’ u Takip Edin :
Abonelik Formu :
8 Comments
First time I’ve ever read about the Lydians. Very interesting.
So interesting! 🙏
Bel post, grazie, è una cultura che non conosco e che amo
“I Lidi furono la prima civiltà a usare il denaro nella storia”. Importante informazione. Grazie.
Geçtiğimiz Ocak (2021) ayında Dağlık Frigya Vadisine gezi yapmıştım ve zaten bildiğim ama yeniden şahit olduğum “Ülkemizin tarih boyu farklı medeniyetlere ev sahipliği” konusunda ki şansına yeniden şahit oldum. Bilgiler için de ayrıca teşekkürler:-)
Cok degerli bilgiler Cengiz ellerine saglik
Teşekkürler Mutlu, beğenmene sevindim✔️
Extensive and interesting. Never heard of them.